15.5.2020
COVID-19 İnfodemisi ve Yönetimi: Türkiye ve Dünya Örneklerine Karşılaştırmalı Bir Bakış
Yeni ve hakkında birçok bilinmeyenin olduğu bir virüs olan COVID-19'un yol açtığı salgın, bütün dünyada konuyla ilgili bir bilgi açlığı doğurmuştur. Bu açlığa yanıt olarak pek çok platformda COVID-19 ile ilgili bir bilgi patlaması meydana gelmiş, pandemiyi “infodemi” izlemiştir. İnfodemi, tıpkı pandemi gibi bilimsel yöntemlerle kontrol altına alınmayı ve iyi yönetilmeyi gerektiren bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu politika raporumuzda Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Sibel Sakarya ve Intern Dr. Gizem Uzunköprü, COVID-19 pandemisi özelinde, infodeminin ve kolay ulaşılabilir olan denetimsiz sağlık bilgisinin kaynakları ile doğurduğu sonuçları tartışıyor ve Türkiye ile diğer uluslararası örnekler bağlamında çözüme yönelik politika önerileri sunuyor.
Bir problemle ilgili aşırı ve çözümü zorlaştıracak miktarda bilgi olması durumu olarak tanımlanan infodemi, tıpkı pandemi gibi bilimsel yöntemlerle kontrol altına alınmayı ve iyi yönetilmeyi gerektiren bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İnfodemi ile ilgili tartışmalar ve bu konuda oluşacak farkındalık, hem sağlık profesyonelleri hem de toplum için, nitelikli ve güvenilir bilgiye erişim açısından rehberlik edecektir.
Bu çalışmanın amacı, COVID-19 pandemisi özelinde, infodeminin ve kolay ulaşılabilir olan denetimsiz sağlık bilgisinin kaynaklarını, doğurduğu sonuçları tartışmak; Türkiye’yi ve diğer birkaç örneği bu bağlamda analiz ederek uluslararası bir karşılaştırma yapmak ve çözüme yönelik politika önerileri sunmaktır.
Sağlık alanındaki yanlış ya da yanıltıcı bilgiler sadece belli bir kitleye yönelik olmayıp, tüm toplumu hedef almaktadır. Format bakımından daha çekici olmaları, pandemi sırasında bilgiye olan aşırı talep, çevrimiçi alanlarda bilgiyi yaymanın kolaylığı, finansal teşvikler, yasal denetimin olmaması gibi faktörler nedeni ile bu bilgiler geniş çapta hızla yayılabilmektedir. Bu aşırı ve kontrolsüz bilgiye maruz kalmanın bireylerin ruh sağlığını, günlük yaşamlarını, sağlık davranışlarını olumsuz etkilediği; ayrıca gereksiz hizmet kullanımına, ayrımcılığa ve şiddete yol açtığı bilinmektedir.
Yanlış bilginin “infodemisi” ile mücadelede, doğru bilgi üretmek, üretilen doğru bilgiyi yaygınlaştırmak, sık kullanılan medya platformları ile ortaklıklar yapmak, medya ve gazetecilerle birlikte çalışmak, sivil toplumu harekete geçirmek ve haklar hakkında konuşmak önemli stratejiler olarak önerilmektedir. Ayrıca, bireylerin nitelikli ve niteliksiz bilgileri birbirinden ayırabileceği, bu bilgileri eleştirel olarak değerlendirebileceği ve sağlıkla ilgili kararları bilerek alabileceği bir sağlık okuryazarlığı düzeyine ulaşmak için toplumsal düzeyde müdahaleler geliştirilmelidir.